29 Mart 2012 Perşembe

SOĞAN DOLMASI

SOĞAN DOLMASI / KAŞIK DÜŞMANI



    Dolma... Davet sofralarının o vazgeçilmez lezzet yumağı... Türkçe bir kelime dolma. İçine pirinç, bulgur, et, fındık, fıstık ve baharat doldurulmuş sebze anlamında kullanıyoruz onu. Rumlar "dolmathes" derler. Farsçada ise "dolmeh". Yani "dolma kültürü" Balkanlar'dan Kuzey Afrika'ya kadar Osmanlı ile yayılmış gibi görünüyor. Gerçekten de Anadolu'da ve Girit'te yapılan kazılarda "dolma oyacakları" çıkıyor gün yüzüne.

    Biz bayramlarda mutlaka yaprak dolması yaparız. Arife günü sarılır ve bayram sabahı misler gibi kokusuyla misafirleri karşılar bu özel dolma çeşidi. Ne zamandır soğan dolmasını denemek istiyordum ve nasip geçen hafta sonunaymış. İlk denemem olmasına rağmen harika oldu. Tadıyla, görüntüsüyle tam puan aldı misafirlerimden.

    İsmet Zeki Eyüboğlu "Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü'nde" Sanskritçe "sukanda" kelimesinin sugan-sogan-suğan'a dönüştüğünü ve sonunda "soğan" olduğunu söylemekte. Hintçede güzel ve değerli olana "su"; yamru yumru bitki köklerine de "kanda" denirmiş. Sukanda ise "değerli yumru" anlamına geliyor. Gerçekten de soğanın yararları saymakla bitmez. Tarih boyunca da yılan sokmasından kelliğe hem yiyecek hem de ilaç olarak kullanılagelmiş. Mısırlılar ise soğana kat kat oluşu, küresel biçimi ve ebediliği simgeleyişi dolayısıyla tapmışlar, hatta o dönemden kalma "altın soğan"lar vardır. O kadar önemli, değerli bir sebzeymiş soğan Mısırlıların nazarında...

    Soğanlı yahninin Artvindeki adı "soğan harşosu"dur. Ayrıca "soğan ölmesi" denen bir mıhlama çeşidi vardır: Orta büyüklükte doğranmış bir soğan kızgın yağda tuz biber ilavesiyle kızartılır. İçine yeşil biber, domates ilave edilir. Sonra da üzerine yumurta kırılıp o da pişirilir. İşte size "soğan ölmesi".
SOĞAN DOLMASI / KAŞIK DÜŞMANI

Gelelim soğan dolmamızın tarifine.

6-7 adet orta boy soğan (Kabukları soyulup üzerine diklemesine küçük bir kesik atılarak suda 10-15 dk haşlanacak. Bu sayede soğanın her bir katmanı çok kolay elinize gelecek.)

İçi için:
1 su bardağına yakın pirinç (ıslatıp yarım saat bekletin)
150 gr kadar kıyma
1 fincan kuş üzümü (ayıklayıp suda yarım saat bekletin)
1 yemek kaşığı kadar çam fıstığı
1 yemek kaşığı tereyağ,1 yemek kaşığı sıvıyağ
1 orta boy soğan
1 tatlı kaşığı yeni bahar
1 tatlı kaşığı tarçın
1 çay kaşığı şeker
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz
2 su bardağı sıcak su ( 1 bardağı et suyu olabilir)
Bir tutam dereotu ve maydanoz

     Tavaya 1 yemek kaşığı tereyağı ve 1 yemek kaşığı sıvıyağı koyun, önce kıymayı sonra da soğanları içinde pembeleşene kadar kavurun. Fıstık ve kuş üzümünü de ekleyip kavurmaya devam edin. Baharatları, tuzu ve ıslatıp süzdüğünüz pirinci  katıp kavurmayı sürdürün. 5 dakika kadar kavurduktan sonra suyunu da ekleyip kapağını kapatın. Suyunu çeken harcın altını kapatıp içine ince doğradığınız dereotu ve maydanozu da katın. Soğan katmanlarının her birinin ucuna yeterince içten koyup sonunakadar sarın ve tencereye dizin. Soğanların üzerini geçmeyecek şekilde sıcak suyunu da ekleyin ve pişirin.

Afiyet olsun...

27 Mart 2012 Salı

HAMSİLİ PİLAV



HAMSİLİ PİLAV / KAŞIK DÜŞMANI
 
Hamsi ne demek?

        Bu balığın adı Arapça "beş" anlamına gelen "hamse" den geliyor. Çünkü Karadeniz Bölgemizin bu ünlü balığı yılın en soğuk beş ayında avlanmaktadır.

     Hamsikoloji de hamsi ekmeğinin yerel adıdır. Ayrıca yine Karadeniz bölgesine has "hamsi kuşu" yemeği vardır. Hamsi dolması da denen bu yemek sebze salatası ile servis edilir.


Hamsili Pilav Nasıl Yapılır?

     Önce hamsileri  (1 kilo kadar) güzelce ayıklayıp limon, sirke ve su ile yıkayın. Süzüp tuzlayın bir kenara alın.

Pilav harcı için:
1 su bardağı pirinç (ıslatıp yarım saat bekletin)
1 fincan kuş üzümü (ayıklayıp suda yarım saat bekletin)
2 yemek kaşığı kadar çam fıstığı
2 yemek kaşığı tereyağ,1 yemek kaşığı sıvıyağ
2 orta boy soğan
1 fincan ince dövülmüş ceviz (isteğe bağlı)
1 tatlı kaşığı yeni bahar
1 tatlı kaşığı tarçın
1 çay kaşığı şeker
1 çay kaşığı karabiber
2 çay kaşığı tuz
2.5 su bardağı sıcak su ( 1 bardağı et suyu olabilir)
Bir tutam dereotu ve maydanoz

Tavaya 2 yemek kaşığı tereyağı ve 1 yemek kaşığı sıvıyağı koyun, soğanları içinde pembeleşene kadar kavurun. Ceviz, fıstık ve kuş üzümünü de ekleyip kavurmaya devam et. Baharatları, tuzu ve ıslatıp süzdüğünüz pirinci  katıp kavurmayı sürdürün. 5 dakika kadar kavurduktan sonra suyunu da ekleyip kapağını kapatın. Suyunu çeken harcın altını kapatıp içine ince doğradığınız dereotu ve maydanozu da katın. Harcınız biraz dinlenirken siz kek tencerenizi önce katı yağla iyice yağlayın. Hamsileri büyük bir titizlikle sıralayın. Hamsilerin sırt kısmı alta gelmeli ve kek tencerenizin her tarafı iyice kaplanmalı. Üst sıradaki hamsilerin yarısı tencerenin dışına taşmalı ki içini yerleştirdikten sonra hamsileri üzerine kapatabilesiniz.


HAMSİLİ PİLAV / KAŞIK DÜŞMANI


İçi kek tencerenize iyice yerleştirdikten sonra tencereden dışadoğru sarkan hamsileri için üzerine doğru yatırın. Kalan hamsilerle de pilavın görünen kısımlarını iyice kapatın.


     Üzerine zeytinyağı sürdüğünüz hamsili pilavınızı önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 25-30 dakika kadar pişirin.


    
     Servis için kek tencerenizin üzerine bir tabak kapatıp ters çevirin. Pilavınızın çok rahat bir şekilde çıktığını göreceksiniz.

     Pilavınız hazırdır. Afiyet olsun:) Müthiş bir tat... Davet yemeklerinizin vazgeçilmezi olmaya aday bir pilav...

HAMSİLİ PİLAV / KAŞIK DÜŞMANI


HÜNKAR BEĞENDİ




      Evet şimdi Hünkar'ın beğendiği bir yemek var sırada:)

     Hünkar Beğendi adı nereden geliyor?

     Aşçıların yeni ve değişik yemek denemelerinin sarayda sıkça yapılan bir eylem olduğunu doğrulayan bu yemek, hünkarın beğenisine mazhar olduğuna göre denemeye değer değil mi?

     Birçok yemek adının sarayla ilgili olması, Kuşhanede pişen yemekleri hazırlayan özel aşçılar olduğu bilgisiyle birleşince "Hünkar Beğendi"nin de ilk orada hazırlanmış olduğunu kabul etmek yanlış bir tespit olmayacaktır. İşte Osmanlı Saray Mutfağının eşsiz yemeği: Hünkar Beğendi...


Hünkar Beğendi



Malzemeler:

4 adet büyük kemer patlıcan (közlenmiş)
250 gr dana eti
1 orta boy ince kıyılmış kuru soğan
2 domates
2 sivri biber
1 tatlı kaşığı domates salçası
2 yemek kaşığı çiçek yağı
1 çay kaşığı tuz
Karabiber
Su

Beğendisi için:
1 yemek kaşığı çiçekyağı ya da tereyağ
1 yemek kaşığı un
1 su bardağı süt
Yarım su bardağı kaşar rendesi (isteğe bağlı)
tuz, karabiber

     Ben eti önce marine ettim. Yarım bardak süt ve dilimlediğim soğan ile biberiyeyi etle iyice karıştırdım ve bir gece buzdolabında beklettim. Küçücük doğranmış eti yağda iyice kavurdum. Soğanı ekleyip kavurmaya devam ettim. Salçayı ve çok az sıcak suyu ekleyip bir miktar daha pişirdim. Et, suyunu tamamen çekti.  Eti ocaktan indirmeye yakın sivribiber ve domatesi de ekledim. Tuzunu karabiberini attım ve şöyle bir iki kez çevirdikten sonra altını kapattım.

     Bu arada patlıcanları közmatikte ocakta közledim. Başka bir kap da olabilir. Fakat fırında közlemeyin, patlıcanlar sulu oluyor. Közledikten sonra streç filmle sardım, böylece kabukları kolayca çıktı. Herhangi bir poşetin içine patlıcanları koyup 5 dk kadar bekletseniz de olur. Soyduğum patlıcanları incecik doğradım. O da bir kenarda beklesin.

     Sıra beşamel sosu hazırlamaya geldi. (Aşağıya beşamel sosun hikayesini de ekledim. Meraklısına duyurulur:)

     Tencereye 1 yemek kaşığı çiçekyağı (tereyağı da olabilir), 1 yemek kaşığı unu koydum ve unu kavurdum, sonra sütü ekledim, sürekli karıştırdım ki un topaklaşmasın. sütü de azar azar eklerseniz topaklaşma olmuyor. Tuzunu karabiberini ekledim. Kıvamı gelince kaşar rendesini de ekledim. İyice karıştırıp altını kapattım. Küçük doğranmış patlıcanları beğendiye ekledim, karıştırp cam bir tepsiye döktüm. Etleri de üzerine yayıp servis yaptım. Afiyet olsun.

Beşamel Sosu'nun Hikayesi:

     Yemeklerin lezzetini artırmak için kullanılan bu sosun adı bir düşünceye göre Fransız Kralı 14. Louis'nin vekilharcı Louis de Bechamel (Lui dö Beşamel)'den geliyor. Bu sosu ilk yapan kişi olduğu için onun adıyla anılagelmiştir, deniyor. Fakat bu öykünün tartışmalı olup bu sosu bulan kişinin adı bilinmeyen bir saray aşçısı olduğunu söyleyenler de var.

     Bu sosun yaratıcısının aslında Fransız kralı 14. Louis'in aşçısı Varenne'ye ait olduğu daha kuvvetli bir görüştür. Buna göre sarayda Bechamel de aşçıdır. Fakat Varenne aşçıbaşıdır. Varenne'nin yarattığı sosu, bir kompliman olarak Bechamel'e adadığı da sanılmaktadır.

     Beşamel sosun Türkçedeki yaygın adı "beyaz meyane"dir.



ERZİNCAN ÇORBASI


         Çorba... Bir kış ritüeli... İnsanlığın çorbayla tanışmasının MS 3. yüzyıla rastladığı yazar kaynaklarda. Devrin azizlerinden St. Patroklus, arpa ekmeğini suya batırıp üzerine tuz serperek yermiş. Çorbanın bugün bildiğimiz halini almasını ise Pierre François la Varene'e borçluymuşuz. 1651'de yazdığı kitapta kendisinden önce meşhur olan etsuyunun üzerinde yüzen ekmek dilimleri yani "soplar yerine suyun kendisini ön plana çıkarmış. Yani Varenne'ye kadar çorba, çorba olarak değil de içinde yüzen şeyler için yapılırmış. Hindistan'da "mulligatawny", Rusya'da "borç", İtalya'da "minnestrone" hala biraz böyle bir çorbadır. Varenne, sıvının kendisini çorbaya dönüştürdü.

          Bir başka araştırmaya göre çorba ilk kez MÖ 6 bin yıllarında suaygırı kemiklerinin kaynatılmasıyla yapılmış.Hatta çorbaya ilaç gibi bakılmış. 12. yüzyılda tavuk çorbasının adı "Musevi penisilini" imiş. Bugün de "hasta çorbası" tabiri çorbanın bu iyileştirici özelliğine gönderme yapıyor olmalı.

           Çorba kelimesi Farsça bir kelimedir. Farsçada "shorba" kelimesinin anlamı "kaynamış et suyundan yapılma, tuzlu suda ağır ağır pişmiş " anlamına geliyor.  İngilizcedeki "soup", Fransızcadaki "la souppe" sözcüğü de Latince "souppa" yani içinde yenilebilir tane olan su anlamındaki kelimeden geliyor.

          Her ülkenin, her kültürün çorba yapımında kullandığı malzemeler o kültüre ve coğrafyaya göre değişiklik gösterebiliyor. Ama hemen hemen hepsinde içine tahıllar, bakliyatlar, makarnalar, sebzeler vb konuyor. Un ve nişasta ile de çorbalar koyulaştırılıyor.

          Bizim kültürümüzde de çorba çok büyük bir yere sahip. Hatta deyimlerimiz ve atasözlerimiz içinde bile yerini almış durumda. İşlerin çorbaya dönmesi, çorbada tuzu olmak, çorbayı kaynatmak, tekkeyi bekleyen çorbayı içer vb.

          Gelelim çorbamıza. Erzincan Çorbası nasıl yapılır?

Malzemeler:
250 gr kıyma
2 ince kıyılmış orta boy soğan
2 yemek kaşığı tereyağ
10 bardak et suyu
3 su bardağı yoğurt
3 diş sarımsak
1.5 su bardağı erişte
1 yemek kaşığı salça (biber, domates salçası karışık)
2 tatlı kaşığı kuru nane
1 tatlı kaşığı kırmızı biber
1 tatlı kaşığı kekik
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber
Kıymaları unlamak için 1 çay bardağı kadar un

     Önce kıymayı karabiber ve az tuzla yoğuruyoruz. Nohut büyüklüğünde parçalar yuvarlayıp unun üzerine sıralıyoruz. Hafifçe tepsiyi sallayıp kıymaların her tarafına unun değmesini sağlıyoruz. Küçük köftelerimiz bir kenarda beklesin.

     İncecik doğradığımız soğanları 1 yemek kaşığı tereyağında pembeleştiriyoruz. Salçayı da ekleyip şöyle bir iki çevirdikten sonra 10 bardak et suyunu ekliyoruz. (Ben o gün keşkek de yaptığım için etimi haşladığım suyu kullandım. Siz içine et bulyon atılmış suyu da kullanabilirsiniz.) Tuzunu da eklediğiniz bu salçalı karışım kaynadıktan sonra içine erişteleri ve köfteleri atıyoruz. Erişteler olduktan sonra hazırladığımız sarımsaklı yoğurdun içine 1-2 kepçe çorbamızın suyundan alıp bu karışımı da çorbamıza ekliyoruz. Yoğurdun kesilmemesi için bu safhadan sonra çorbamızı bir taşım kaynatmamız yeterli oluyor. Nane, kekik de eklendikten sonra kırmızı biberli yağı çorbamızın üzerine gezdiriyoruz. İşte nefis Erzincan Çorbanız hazır. Bu tattan asla vazgeçemiyeceksiniz. Davet sofralarınızın vazgeçilmezleri arasına bu çorbanın da gireceğine eminim.

     Afiyet olsun. Şükrünüz bol olsun.











DAVET SOFRAM

Herkese merhaba:)
Hafta sonu misafirlerim vardı. Epeyce yeni tarif deneme fırsatım oldu. Hepsini sizinle paylaşmak istiyorum. Neler mi vardı davet masamda?


Erzincan Çorbası
Etli Barbunya Yemeği
Keşkek
Hamsili Pilav
Hünkar Beğendi
Mantarlı Tavuk Güveç
Çoban salata
Patlıcan Salatası
Köz Biber Salatası
Kereviz Salatası
Pancar Turşusu
Karışık Turşu
Ispanaklı Börek
Baklava


İşte masamdan birkaç fotoğraf. Sonra da yavaş yavaş tariflere geçeceğim:)









Misafirlerim çok hoşnut kaldılar. Tabii ki ben de onları memnun ettiğim için mutlu oldum. Yemeklerin büyük bir kısmını fotoğraflama şansı buldum Ama keşkek, barbunya, baklava ve mantarlı tavuk güvecinki eksik kaldı. Onları da bir dahaki soframda fotoğraflayıp tariflerini veririm. Şimdi yukarıdaki diğer yemeklerin tarif ve sunumlarını paylaşmak istiyorum sırayla. Hepsi de harika. Denemenizi tavsiye ediyorum, pişman olmayacaksınız:)

19 Mart 2012 Pazartesi

ZEYTİNYAĞLI BARBUNYA




Vallaha yeni indirdim ocaktan. Bir hamaratım ki bu aralar sormayın:))) Akşama pilav da yapacağım barbunyanın yanına. Yetiştirebilirsem onu da görüntülerim size.  Yemek yapmak bir bakıma terapi benim için. Sizlerle paylaşmak ise ayrı bir zevk. Belki binlerce kez yaptınız bu yemeği. Bu da benim tarifim. Birçok tarifte patatese yer verilmemiş ama ben patates de koydum. Çok nefis bir tat veriyor. Öneririm:))

ZEYTİNYAĞLI BARBUNYA

Malzemeler:
1 kg. barbunya 3 adet domates 1 şeker kaşığı salça 1 büyük kuru soğan 1 çay bardağı zeytinyağı 1 orta boy havuç  1 orta boy patates tuz, kırmızı biber Yeterince kaynar su

Önce zeytinyağında soğanı pembeleşinceye kadar kavurdum.Sonra halka halka doğradığım havuçları ve küp şeklindeki patatesleri tencereye ilave ettim. Bu şekilde biraz kavurduktan sonra domates ve salçayı baharatları ve kaynar suyu ekleyip kısık ateşte barbunyalar yumuşayıncaya kadar pişirdim. Maydonozla süsleyerek servis yaptım.
Afiyet olsuuuuun!


Bakın barbunya hakkında neler demişler: Ekşi Sözlükten seçtim.

1. Zeytinyağlısı nefis olan bir çeşit kırmızı benekli fasulye
2.Çok güzel ülke ismi olrmuş ama olamamış ve bir baklagile isim olmakla yetinmiş kelime
3. Yemeğinin adı barbunya pilakidir.
4. Acılı barbunya iyi olur, iştah açar
5. Baklagillerin şahı.
6. Kendisi yenmeden, suyuna ekmek batırarak da doyunulabilecek fasulyegil.
7. Sıcakken ayrı güzel olan, ama asıl gecenin bir yarısı kalkıp buzdolabından çıkartılıp üstüne tuz ve kırmızıbiber koyup yanında da buz fibi kolayla içinde insana "dünya varmış" dedirten müthiş bir şey bu.
8. Bol domatesli pişirildiğinde enfes olan, yanında pilav ve salatayla harika bir akşam yemeği yemenizi sağlayacak şey
9.Ankara'daki pazarlarda genelde "İzmir kınalı barbun" diye satılır.
10.Pilav ve yoğurt olmadan yiyemediğim şey...

Sevgiler...

MERCİMEK KÖFTESİ




Size dün yaptığım mercimek köftesinin tarifini vereyim. Vallaha çok güzeldi. Yiyenler öyle dedi:))))
Malzemelerle başlayalım.


Malzemeler:
1. 1 su bardağı kırmızı mercimek
2. 2 su bardağı ince bulgur
3. 2 kuru soğan
4. 1 çay bardağı zeytinyağı
5. 1.5 yemek kaşığı biber salçası
6. 1.5 yemek kaşığı domates salçası
7. 1 tatlı kaşığı karabiber
8. 5-6 sap yeşil soğan
9. 1 demet maydonoz
10. 1.5 tatlı kaşığı tuz

İşte malzemelerin hepsi bu. Nasıl yapıldığına gelince:

Önce kırmızı mercimeği yıkayıp 1 litre suda haşladım. 2 su bardağı ince bulguru derin bir kaba alıp sulu mercimeği üzerine ekledim.Şöyle bir karıştırıp üzerini bir kapakla kapattım. O orada beklesin:)
2 kuru soğanı 1 çay bardağı zeytinyağı ile kavurdum. Salçaları ve baharatları da ekledim.Ardından 1 çay bardağı sıcak suyu da bu karışıma ekleyip 2 taşım kaynattım. ( Bu kelimeyi çok seviyorum: İki taşım:))))))
Sonra da hani az önce "o orada beklesin" dediğimiz mercimek bulgur ikilisine hazırladığımız yeni karışımı ekledim. Yeşil soğan, maydonoz ve biraz tuz ilavesiyle yaklaşık 10 dakika yoğurdum. Ardından da şekil verip tabağa dizdim.
Afiyet olsuuuuun.
Bak eğer denerseniz bana haber verin. Yorumlarınızı bekliyorum.

TAVUK GÖĞSÜ




Bu da benim en sevdiğim tatlı: Tavuk Göğsü. Sütlü bir tatlı olduğu için hafif. Bu yüzden de benim için tercih sebebi.
Üstelik yapımı da çok kolay. 6 malzeme ile hazırlanıyor; herzaman elinizin altında olan malzemeler bunlar üstelik.
İşte yapımı... Önce malzemeler

Malzemeler:
1. 150 gr margarin
2. 1 su bardağı un
3. 1 kaşık nişasta
4. 1 su bardağı şeker
5. 1 paket vanilin
6. 1 litre süt

Önce tencerede yağı eritiyoruz. ve nişastayı ekliyoruz. Biraz nişasta kavrulduktan sonra diğer malzemeleri de teker teker ekliyor ve piştikten sonra da biraz soğuduktan sonra mikserle birkaç dakika çırpıyoruz. Geniş bir borcama yayıp üzerini isteğe göre tarçın, hindistan cevizi veya evde ne varsa ( ceviz, fındık, badem vs) onunla süslüyoruz

Afiyet olsuuuuuun...
ŞÜKRÜNÜZ BOL OLSUN...

TON BALIKLI SALATA




Selaam. Dün akşam kendime güzel bir salata yaptım. Yukarıdaki yani. Ton balıklı salata. Çok kolay bir salata. Sadece 10 dakikamı aldı. Tek kişilik yaptığım için 80 grlık ton balığı konservesi yeterli oldu. Ama konuklarınızla beraber yemek istiyorsanız 250 grlık konserve kullanabilirsiniz. Evet yeri gelmişken şu karikatürü de ekleyeyim:)


İşte malzemeler:
1. 80 gr ton balığı
2. 3 yemek kaşığı kırmızı fasulye (konserve olarak marketlerde bulabilirsiniz)
3. 3 yemek kaşığı mısır
4. 1/2 göbek marul (aysberg de deniyor)
5. 1/2 demet dereotu
6. 2 yemek kaşığı nar ekşisi, limon, tuz 
7. 1 yemek kaşığı zeytinyağı (Ton balığının da yağı olduğu için bu kadar yağ yeterlidir. Hatta ben ton balığı konervesinin üzerine birikmiş yağı salatamda kullanmadım. Kilo probleminiz varsa böyle yapmanızı öneririm.
İsteğinize göre bunları karıştırıp süsleyebilirsiniz. Ben zeytin ve dereotu ile süsledim. Ve pek belli olmuyorsa da balık şeklindeki cam kasede servis yaptım:)


Balık insan zihnini açarmış  bol bol yiyelim.
 Bu arada ton ve palamut balıkları hayatları boyunca durmaksızın ilerlerlermiş. Diğer balıklar arada bir dinlense de bu iki balık türü vücutlarındaki anselik adlı maddeden dolayı yerlerinde hiç duramazlarmış. Yani bu iki balık, balıkların hiperaktifi oluyor bu durumda. İşte bu hiperaktif balıkları yiyenler de yerinde duramaz; enerjik, sağlıklı olurlarmış.

Afiyet olsun...
Sevgiyle kalın...



18 Mart 2012 Pazar

YEMEK SÜSLEMEK 3


MARŞMALLOV VE İKİ DİLİM ELMADAN YAPILMIŞ GÜLÜMSETEN BİR SÜSLEME


                       İKİ ÇEŞİT ÖZEL KESİLMİŞ EKMEK ÜZERİNE İNCE DOKUNUŞLAR...


YİNE NEFİS BİR SÜSLEME...

 

AKLIMA ÇOCUKLUĞUMUN "KÜÇÜK EV" DİZİSİ GELDİ. MALZEMELER YİNE AYNI: EKMEK, DOMATES, SALATALIK VE YEŞİLLİK SAPLARI...


KURDELESİ DE PEK ŞIK:) MAYONEZ VE DOMATES...


İŞTE FAVORİLERİMDEN BİRİ DAHA. MUZ, KİVİ VE MANDALİN ÜÇLÜSÜ


ATIŞTIRMALIK LOKMACIKLAR...


ŞAŞIRMIŞ GİBİ:)



ÇOK GÜZEL BİR FİKİR. BAYILDIM DOĞRUSU. SOSİSLERİN İÇİNE SAPLADIĞINIZ ÇUBUK MAKARNALARI HAŞLIYORSUNUZ VE SONUÇ: HARİKA


CİMCİME;)


BALIK GÖRÜNÜMLÜ OLMASINA BAKMAYIN. O BİR TAVUK:)


ZEYTİN PENGUENLERE NE DERSİNİZ?


BU DA MEYVE SEPETİMİZ...



ÇOK ŞIK...

YEMEK SÜSLEMEK 2


Brokoli, havuç, çökelek ve hayalgücü...


Peynir, zeytin-zeytin ezmesi ve tuzlu bir bisküviden...


Bu da bir başka uğurböceği çalışması...


Çok şirinler:)


Burnu da pek hoş olmuş:) Üzüm ya da vişne şekerlemesi de olabilir:)


Bunlar da öfkeli salamlarımız... Neler kullanıldığı açıkça görülüyor...


Nefis kurabiyeler için size fikir verebilir:)


Bunlarda da yapım aşamaları belli oluyor...


Ama bir inek bu kadar mı sempatik olur:)))))

                                 Maydanoz ve domates kabuğunun dayanılmaz güzelliği...

YEMEK SÜSLEMEK:)

YEMEK SÜSLEMEK BİR SANAT. İNTERNETTE GEZİNİRKEN RASTLADIĞIM BİRKAÇ ÖRNEĞİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM

Nefis görünüyor değil mi? Kivi, muz, çilek üçlüsünün renk cümbüşü pastayla birleşince bu muhteşem tablo ortaya çıkıyor.


 Bu da sevimli civcivimiz. Karanfil gözlü; havuç ağız, ayak ve ibikli;etrafında da lahana:)



Sarı kırmızı ve turuncu dolmalık biberlerin içine doldurduğunuz peynirli maydanozlu harç ve birkaç nane yaprağı ile çörekotu ve pul kırmızıbiberinbüyülü dansı:)


Yumurtalar gülerse:)


Bir roka yaprağınız bir dilim domatesiniz iki parça oval peyniriniz ve yeşil, siyah zeytininiz varsa bakın ortaya ne çıkıyor:)


Bir dilim tost ekmeği, salatalık dilimleri, havuç, zeytin ve kraker ile yine güzel bir görüntü... Çocuklarınız bunu çok sevecek:)


Of Of Of!.. Bir sosisi sonuna kadar dilmeden geriye kıvırıp içine tavada yumurta kırıyorsunuz ve sonuç bu:)


"Ama ben de bu evden istiyorum" dediklerini duyar gibiyim çocukların. Kalıpla kestiğiniz ekmeğin üzerine bir dilim salatalık koyuyorsunuz. Kepekli ekmek, kaşar ikilisinden oluşan küçük evinizin kapısını da domatesten yapabilirsiniz. Maydanoz ağaçları da unutmayın sakın:)


Ben bu uğurböceklerini çok seviyorum. Davet sofralarımda da eksik etmiyorum. Burada tuzlu bisküvi üzerine sürülmüş krem peynir ve domates, zeytinden yapılmış uğurböceklerini görüyorsunuz. Uğurböceğinin beneklerini çörekotu ile de yapabilirsiniz. Ayrıca ben çoğu zaman bisküvi değil tost ekmeği tercih ediyorum:)


Bu şiş meyveleri kim sevmez. Siz bu meyveler dışında mevsim meyvelerinden farklı alternatifler deneyebilirsiniz:)